Lilo Fuchs tüm ciddiyetine ve onca yaşadığı olaylara rağmen hala şakalaşlamaktan hoşlanıyor, çocuklarıyla birlikte gülebiliyor. Lilo Fuchs, 1977 yılının Ağustos ayının sonunda, küçük kızı Lili’yle birlikte Grünheide’den Batı Berlin’e geçti. Birkaç gün önce, yazar olan eşi Jürgen Fuchs, gizli servis Stasi’nin tutukevi olan Berlin Hohenschönhausen’den Batı Berlin’e sınır dışı edilmişti. Onu, Wolf Biermann’ın 1976 yılında vatandaşlıktan atılmasının ardından hemen tutuklamışlardı. Lilo Fuchs ülkeden ayrılırken daha henüz 24 yaşındaydı. 

Lilo Fuchs, küçük kız kardeşi Gisela’yla birlkte, Jena şehrinde bodrum katındaki evlerinde büyüdü. Anne ve babası Doğu Prusya sürgünüydü. O, iyi bir öğrenciydi. Müzik yapmayı sever, koroda şarkı söyler ve piyano çalardı. Liseyi bitirdikten sora Jena’da üniversitede psikoloji okumaya başladı. Üniversiteden arkadaşı Jürgen Fuchs, Demokratik Alman Cumhuriyeti (DDR) toplumundaki baskı mekanizmalarını inceleyen ilk yazılarını kaleme almıştı. O zamanlar gizli servis Devlet Güvenlik Bakanlığı onu çoktan takibe almıştı. İki üniversite öğrencisi 1974 sonbaharının son günlerinde evlenmişlerdi. 1975’de Jürgen Fuchs yazdığı eleştirel makalelerden dolayı üniversiteden atıldı. Aile, apar topar Jena’yı terk etti. Wolf Biermann onları arabayla Katja ve Robert Havemann’ın Grünheide’deki küçük bahçedeki evlerine götürdü. Eşinin Kasım 1976’da tutuklanmasının ardından Lilo Fuchs, gittiği her yerde gizli servis Stasi’nin adamlarının nefesini ensesinde hissetti. Ülkeyi terk edene kadar, yani dokuz ay boyunca bu koşullarda yaşadı. 

Doğu Alman gizli servis polisi aileyi Batı Berlin’de de sonbahar 1989’a kadar takip etti. Birçok nedenden dolayı DDR’den vazgeçmiyorlardı. Lilo ve Jürgen Fuchs, 12 yıl boyunca kesintisiz ve sabırla, Batı’dan doğru DDR’deki muhalefeti destekliyorlardı. DDR’ye kitap, gazete ve metinleri kaçak yollardan sokturuyor, tutuklamaların haberlerini iletiyor, DDR ve Doğu Avrupa’daki insan hakları ihlallerini Batı’da kamuoyuna taşıyorlardı. Tempelhof semtindeki evleri hemen havaalanının karşısındaydı ve DDR’den sürgün edilenlerin buluşma adresiydi. Hepsi sevgiyle karşılanıyor, Batı’da başlayan yaşamları için tavsiyeler alıyor ve manevi destek görüyorlardı. Gelenler de DDR’den en yeni haberlerle geliyorlardı. Hep aynı sorular ve sorunlar konuşuluyordu. Saatlerce hatta gecelerce süren konuşmalar Doğu’daki arkadaşlara nasıl yardım edilebileceği etrafında dönüyordu. Manevi yardım maddi yardımdan daha da önemliydi. İlişkilerde aracılık ediliyor ve DDR’den gelen eleştirel sesler için Batı’da kamuoyu yaratılıyordu. Lilo Fuchs tüm bu telaşın ortasında insanların, dayandığı ve yanında dinlendiği kişiydi. 

Lilo Fuchs bugün Berlin’in Moabit semtindeki Psikososyal İlişki ve Danışma Merkezi “Treffpunkt Waldstraße”de psikolog olarak çalışıyor.