[Translate to Türkisch:]
Zurück zur Übersicht

Katja Havemann

geboren 1947 in Neubarnim

Katrin Hattenhauer, resim sanatçısı. Çocukluğundan beri resim yapmasını severdi ve gençlik çağlarında doğduğu Nordhausen şehrinin tiyatrosunda sahne dekoratörüydü. Kilise gruplarında faaliyet yürüttü. 1988’de Leipzig Teolojik Semineri’nde üniversite eğitimine adım attı. “Ben Hıristiyan olduğum için papaz olmaya karar verdim. Ayrıca ben devlete hizmet etmek istemiyordum”, diyor Katrin Hattenhauer. Ancak kısa süre sonra, politik faaliyetleriyle Hıristiyan kurumunun sınırlarına dayandığını hissetti. 

Dini eğitim yurdundaki odasında muhalefetin bildirilerini çoğaltabileceği bir makinası vardı. “Bu bizim için önemliydi. Kiliseye ait bir kurumda önceden haber verilmeden arama yapılamıyordu. Gizli servis Stasi geleceği tarihi bildirmek zorundaydı. Böylece bana da, makinayı saklamak için yeterli vakit kalıyordu”, diye hatırlıyor Hattenhauer. Gizli servis Stasi, üniversite yönetiminden Hattenhauer’ın okuldan atılmasını talep etti. Müdür bu talebin karşısında durdu. O dönemler 20 yaşında olan Katrin Hattenhauer Teoloji Semineri’ni de tehlikeye atmamak için geri çekildi. 

Ancak Hattenhauer, Leipzigli muhalif grup “Adalet”te çalışmaya başlamıştı bile. Kendisini devrimci olarak görüyordu ve bu “mesleğin” hakkını vermek istiyordu. Bunun için risk almaktan da kaçınmıyordu. Katrin Hattenhauer, 4 Eylül 1989’da Pazartesi Ayini’nde devlete meydan okudu. Barış duasının ardından, kendi elleriyle hazırladığı dövizleri Nikolai Kilisesi’nde dağıtmaya başladı. Kendisi Gesine Oltmanns’la birlikte, üzerinde “içinde özgür insanların yaşadığı açık bir ülke için” yazan dövizi kiliseden Nikolai Meydanı’na kadar taşıdı. Bu talep seyahat ve ifade özgürlüğünden daha ileri bir talepti. Elle yazılmış bu slogan, Demokratik Alman Cumhuriyeti’ndeki insanların topyekun özgür insan olarak muamele görmelerini talep ediyordu. Batı’dan medya temsilcileri olayı izlediği için devletin kolluk güçleri müdahale etmedi. Ancak Katrin Hattenhauer bir hafta sonra tutuklandı. Bu cesur devrimci, 9 Ekim 1989’da cezaevindeydi ve bu tarihte Leipzig sokaklarında olup bitenden habersizdi. Yer yerinden oynuyordu, cezaevi titriyordu. İçerdekiler sokaklardan tankların geçtini zannediyordu. O, ancak 13 Ekim 1989’da serbest bırakıldı. 

Tutukluluk sürecinde hiçbir bağımlılık ilişkisine girmeyeceği kararı olgunlaşmıştı. Dışarı çıktığında mucizeyi, o güne kadar yapılan en güçlü -ve olağanüstü polis kordonuna rağmen- barışçıl Pazartesi Mitingi’nin yapıldığını öğrendi. İlk olarak, Meißner Straße’de yıkıntı bir binada bulunan evinde, Sihirli Tiyatro başlığı altında kendi resimlerinin sergisini açtı. “Beni özgürleştiren bir eylemdi. Sanatçı olduğumu bilincime çıkardığım bir eylem”, diye hatırlıyor. 

O, özgürdü, özgür kaldı ve hala özgür. Katrin Hattenhauer resim yapıyor. Renkleri yoğun ve politik ilişkilendirilmesi zengin resimler. Bugün Berlin’de yaşıyor, İtalya’yı seviyor ve hala LeipziKim Katja’ya rastlarsa, ki gerçek adı Annedore’dir, yanılabilir. Nazik davranışları karşısına yönelttiği eleştirel bir bakışla içiçedir. Temkinli konuşur, kelimeleri özenle seçer. Susmasını ve kendi görüşlerini kendine saklamasını da bilir. Kendini her şeyin merkezinde görmek onun karekterine aykırı. Robert Havemann’ın eşi olarak tanınan ismini kullanarak kamuoyunun karşısına çıkma tekliflerine çok ender ve çekine çekine onay verir. 

Bu kadın, kamuoyunun tüm dikkatlerini üzerine çekerek bir şey yapmak yerine, yapacaklarını farklı yollardan yapıyor. Kendi kişiliğinin etrafında fırtınalar koparmak yerine dalgaların çarparak kırıldığı kaya oluyor. Bugün, topluca Demokratik Alman Cumhuriyeti (DDR) muhalifleri adıyla anılan huzursuz ruhlar için o, sadece Robert Havemann’ın mirasının koruyucusu değil, bizzat kendisi bir merciydi. 1989 sonbaharında, Berlin Grünheide’deki arazisi, DDR’de nihai değişimlerin gerçekleşmesinde çok önemli katkıları olan Girişim’in beşiğiydi. Ev sahibi, en samimi kız arkadaşı Bärbel Bohley’le birlikte “Yeni Forum” adlı Yurtaş Hareketi’ni kurmak için neredeyse otuz dava arkadaşını davet etti. Girişim toplandığında, mitingler örgütlendiğinde veya gizli servis dosya arşivi 1990 sonbaharında dosyaların kamuyona açılması talebiyle işgal edildiğinde, o da vardı.

Kamuoyunda Katja Havemann isminin çektiği dikkat ve saygınlık, belli mercilere gelmesini veya Yurttaş Hareketi’nin tabelası olmasını hiç gerektirmedi. Sosyal pedagog olarak 1990’ların ortasından bu yana, yardıma muhtaç engelli, sosyal mağdur ve psikolojik hasta insanlarla ilgileniyor. Kendisini geri planda tutsa da onun açısından tartışılan önemli bir konu olduğunda, örnegin geçmişle ilgili konularda, toplumsal tartışmalara katılmaktan geri durmuyor. Robert Havemann’ın yanındayken ve onun 1982 yılında vefaatından sonra, “Barış için Doğu Berlinli Kadınlar” veya “Barış ve İnsan Hakları için Girişim”in içinde çalışırken çoğu kere arkasından vuruldu. İnsanların kendi çıkarları için nasıl eğilip büküldüklerine tanıklık etmek zorunda kaldı. Yine de öç alma duygusu, ona çok yabancı bir duygu. de bir bavulu var. 

Irena Kukutz

Kontext

Blog aufrufen
Kontakte aufrufen
zum Seitenanfang