Neredeyse başından itibaren katıldı. O, Freya Klier, Demokratik Alman Cumhuriyeti (DDR) Yurttaş Hakları savunucusu, Ocak 1988’de DDR’den kovulmuş ve Batı Berlin’e yerleşir yerleşmez “Romanya Eylem Girişimi”nde faaliyetlerine başlamıştır. Bu Girişim Herta Müller, Richard Wagner, William Totok ve benim tarfımdan Berlinli insan hakları savunularıyla birlikte kurulmuştu. 

Bizler, 15 Kasım’da, Çavuşesko rejimine karşı girişilen bir isyanın yıldönümünde dünya çapında eylemler örgütlüyorduk. Bu eylemlerle, diktatörün kendi halkına karşı yürüttüğü savaşa dikkatleri çekiyorduk. 

Freya Klier’in kendi endişeleri ve sorunları vardı. O hep kendini savunmak durumunda kalıyordu. İsteyerek DDR’yi terk etmediğini,tutuklanma baskısı ve dürüst olmayan avukatlardan dolayı ülkeyi terk ettiğini anlatıyordu. Onun ne kadar kendini savunmak zorunda kaldığına bugün dönüp baktığımızda bunun saçmalığını daha iyi görüyoruz. Her şeye rağmen Freya Klier’in başka bir ülkede olan haksızlığa kafa yormaya vakti vardı. 

O ki, 18 yaşında kaçma girişiminden dolayı tutuklanmış ve mahkum edilmişti. O ki, DDR’de rejisör olmasına sonunda izin verilmiş ve buna rağmen Sosyalist Birlik Partisi’nin diktatörlüğünü protesto etmiş, 1985’de meslek yasağı konmuş birisi. O ki, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in resmi anma yürüyüşüne dövizle katılmak istemiş ancak eylemciler arasında ülkeyi terk etmek isteyenler olduğunu görünce, dövizi evde bırakmış birisi. Evet, geçmişte insanlar aralarındaki ayrımı böyle koyardı. Bugün artık herkes biliyor ki, DDR’nin içten çatlamasına hem Yurttaş Hareketi hem de ülkeyi terk etmek isteyenler katkıda bulunmuşlardır. Ancak o zaman bunlar bir problemdi. 

Her şeye rağmen Freya Klier, Almanya’nın dışında olan bitenlere kulak vermiş ve Romanya’yla ilgilenmişti. O, her hafta Marie-Luise Lindemann, Michaela Ott, Anna Bak vb. Batı Berlinli insan hakları savunucularının mutfağında, oturma odasında saatlerce oturmuş, bizim Berlin’deki Gedächtnis Kilisesi önünde yapacağımız eylem gününde bir sokak tiyatrosu sahnelemiş ve basını harekete geçirmişti.

Bugün de tüm gücüyle totaliter yapılara karşı insanları aydınlatmaya çalışıyor. Bunu sunumlarla, filmlerle ve okuma toplantılarıyla yapıyor. 

Teşekkürler, Freya Klier.