Wolfgan Templin, gelişen muhalefetin en uzun süreli çalışanı ve en aktifi olarak 1970’li yılların sonlarından bu yana devletin gözünde en tehlikeli düşmanlarından biriydi.

Templin, Lise diploması ve meslek eğitiminin ardından, 1970 yılından itibaren Berlin’de felsefe okumaya başladı ve Sosyalist Birlik Partisi’ne (SED) üye oldu. Sosyalizme inanmış biri olarak, gerçekliğe dair eleştirilerini partinin içinde faaliyet yürüterek hayata geçirmeye çalıştı. Buna, gizli servis Devlet Güvenlik Bakanlığı için 1973-1975 yılları arasında ajan olarak çalışmak da dahildi. 1975 yılı sonunda Templin, kendisini adadığı bürokratik devletin insan düşmanı katılığını görünce, politik arkadaşlarına kendisini deşifre etti. Aynı zamanda yasadışı Troçkist üniversite çevrelerine katıldı. İnançlı bir komünistten demokrat muhalifliğe giden yol uzundu. 1976 ve 1977 yıllarında üniversite eğitimi için Varşova’ya gitti. Orada, “İşçilerin Savunma Komitesi”nin de aralarında bulunduğu Polonyalı muhaliflerle ilişki kurdu. O günden sonra, daha sonra kendisine konulan seyahat yasağına rağmen, Polonya’daki entellektüel ve sendikal muhalefetle ilişkilerini sürdürdü. Berlin’e döndükten sonra 1983 yılına kadar Bilimler Akademisi’nin Merkez Felsefe Enstitüsü’nde çalıştı. Burada çalışırken gelişen bağımsız barış hareketinde faaliyet yürütmeye başladı. 1983 yılında SED’den ayrıldı. 

Templin’e meslekten men cezası verilince, o da temizlikçi, orman işçisi ve kaloriferci olarak çalışmaya başladı. 1985 yılı sonunda “Barış ve İnsan Hakları Girişimi”ni kuranlar arasında yer aldı. 1987 yılı sonunda, Demokratik Alman Cumhuriyeti’ni (DDR) terk etmek için dilekçe veren ve örgütlenen bu hareketle, onları SED’ye karşı verilen mücadelede ittifak edilebilecekler arasında gördüğü için, ilişkiye geçti. Bu tavrıyla muhalif gruplar arasında görüş ayrılığına dayalı sert tartışmalara neden oldu. Çünkü ülkede kalan ve direnenler arasında, ülkeyi terk etmek için dilekçe verenlere karşı tavır tartışmalıydı. 

Wolgang Templin, ajan olarak kendisini deşifre etmesi ve partiden ayrılmasıyla SED ve gizli servis Devlet Güvenlik Bakanlığı’nin tüm nefretini üzerine çekmişti. Onlar, bundan çok, onun Batılılarla kurduğu ilişkileri ve DDR hakkında Batılı medyada açıktan yaptığı eleştirileri affetmiyorlardı. 1988 Ocak ayının sonunda onu, eşi Regina ile birlikte tutuklayıp, duruşma yapmaksızın ve bir mahkeme kararı olmaksızın Federal Almanya Cumhuriyeti’ne süreli sürgüne zorladılar. Templin, oradan Doğu Bloku ülkelerindeki muhaliflerle ilişkilerini sürdürüyor ve DDR’deki arkadaşlarını bu konuda bilgilendiriyordu. 

Wolfgang Templin, duvarın yıkılışının hemen ardından DDR’ye geri döndü ve “Barış ve İnsan Hakları Girişimi” temsilcisi olarak Aralık 1989 ile Mart 1990 tarihleri arasında “Merkezi Yuvarlak Masa” toplantılarına katıldı. Halk Parlamentosu seçimlerinin ardından Birlik 90 fraksiyonunun çalışanı oldu. 1991 yılında Birlik 90 partisinin kurucuları arasında yer aldı ancak, 1993 yılında Yeşiller’le gerçekleşen birleşmenin ardından partiden ayrıldı. Parti disiplini onun için kabul edilemez bir zincirdi. Wolfgang Templin, 2010 tarihinden bu yana Varşova’da Heinrich-Böll-Vakfı’nı yönetiyor.