Peter Wensierski, kelimenin tam anlamıyla, Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin (DDR) varoluşuna el koymuştu. 7 Mayıs 1989’da yapılan “yerel seçimlerin” öncesinde, aslında önemsiz bir ritüelle, Peter Wensierski, Batı Berlinli Özgür Berlin Kanalı’nın televizyon magazini Kontraste’de, nasıl hayır oyu verilebileceğini gösterdi. Onun elleri görünüyordu, bir kalemle DDR oy pusulasındaki tüm isimlerin üzerlerini özenle tek tek çizen eller. Verilen oyun geçerli olmamasını ve birlik listesi için kullanılamamasını ancak böyle garantileyebilirdi. Ancak Batı Berlin’de bu tür kağıtlar bulunamadığı için Wensierski, Doğu Alman ders kitabında basılı bir oy pusulasının fotokopisini çekmiş, onu kesmiş ve böylelikle seçim pusulasını eline almıştı. 

Aktif gazeteciye çoktan DDR’ye giriş yasağı konulmuştu. Gizli servis Stasi uzun süredir, Peter Wensierski’nin, Sosyalist Birlik Partisi’nin (SED) sistemine sadece somut olarak el koymadığını, bunu asıl olarak simgesel anlamda yaptığını biliyordu. Onun hakkında gizli servis Stasi tarafından tutulan dosyada şu vurucu tespit yer alıyor: “Wensierski’ye göre SED’nin reform yeteneği sınırlı.” 1979 yılında, farklı medya araçları adına sık sık DDR’ye gelmişti. Diğer Batılı gazetecilerden daha önce, diğer Almanya’ya yaptığı keşif gezileri sırasında, DDR’nin ne kadar çürüdüğünün farkına vardı. O kendisini, sadece kilise hiyerarşisi içinde yer alan muhalif düşünürlerle ve ortodoks olmayan komünistlerle sınırlamıyordu. Wensierski, daha çok Punk kültürünü, çevre ve barış gruplarını veya sanatçı çevrelerini dikkate alıyordu. “DDR’den bıktık” sözlerini gittikçe daha sık duymaya başlıyordu. 

Wensierski, geçmişe dönüp bakığında o günleri şöyle hatırlıyor: “Seyahat gazetecisi olarak, akrediteli meslektaşlarımdan daha fazla özgürlüğe sahiptim. Örneğin ben, Doğu Berlin dışına yaptığım her yolculuğu veya her röportajı önceden bildirmek zorunda değildim. Benim yararlandığım, sistemde varolan bir boşluktu.” Ancak 1980’li yıllarda, genç Batı Alman izleyicilerinin duvarın diğer tarafında yaşayan insanlara dair ilgilerini uyandırmanın hiç de kolay olmadığını da hatırlıyor. Kısa süre içinde Wensierski, “Özgür Berlin Kanalı”nın, özellikle de Alman-Alman Kontraste magazininin en ideal medya aracı olduğunu gördü. DDR’nin birçok bölgesinde, eleştirel ruhlar için neredeyse zorunlu olarak izlenmesi gereken bir programdı. Wensierski, yıllarca vatandaşlıktan atılan Jenalı Roland Jahn’la ortaklaşa, SED’yi eleştiren çevrelerin haberini yaparak, Batılı televizyon aracılığıyla DDR’de Yurttaş Hareketi’ni tanıtıyordu. Yerinde ve büyük bir risk altında çekim yapan kameramanlar Leipzig’de de olduğu gibi, bu iş için vazgeçilmezdi.

Peter Wensierski, sesini erken tarihte duyurmasını sağladığı Barışçıl Devrim’den bu yana, aralarında gizli servis Stasi hakkında çektiği filmler olmak üzere, uzun süre sadakatle geçmişle hesaplaştı. O, aynı zamanda Federal Almaya’da çocuk yurtlarında yetişenlerin, görmekten kaçınılan acılı yaşamlarını kamuoyunun gündemine taşımak gibi değerli bir hizmette de bulundu.